Markalaşmak İçin Ne Yapılmalı?

Sanayi devrimi ile başlayan süreçle birlikte artan üretim ve daha sonrasında rekabetin global boyutlara ulaşmasıyla birlikte marka olmak daha da fazla önem kazandı. Bugün geldiğimiz noktada birbirini tekrar eden ürün/hizmetlerin tüketici için anlam ifade etmesi ve satın alma alışkanlıklarını etkilemesi için güçlü bir marka olmaktan başka bir yol yoktur. Ancak marka olmaz sanıldığı kadar kolay bir süreç değildir ki, sadece marka olmak da yeterli değildir. Marka yarattıktan sonra marka saygınlığını uzun yıllar devam ettirmek, marka sadakatini koruyabilmek ve hedef kitle ile ilişkileri her zaman iyi ve sıcak tutmak tercih edilmek için belirleyicidir. Peki, marka olma hedefiyle yola çıkan kurumlar ne yapmalı?

İlk adım; kendinizi tanıyın

Birçok kurum, kendini analiz etmeden ve kendini tanımadan kurum kültürünü oluşturmadan yola çıkmaya hazırlanır. Ancak kurumun kendini tanımadan başlattığı her yolculuk çıkmaz sokaklarda son bulur. Bunun sebebi ise hangi pazarda olduğunu, hangi hedef kitleye seslendiğini, hangi mesajlarla hangi kanallarla ulaştığını bilmemektir. Kurum olarak bir kimliğiniz ve kültürünüz olmalıdır. Aynı zamanda kurum kendine karşı objektif olmalı, kendi profilini çıkarmalı ve buna göre bir yol izlemelidir.

Hedef kitleniz belli mi?

Marka yaratmanın ikinci kuralı doğru hedef kitleye seslenebilmektir. Markalaşma faaliyetlerine başlayabilmek için öncelikle sizin için en uygun hedef kitleyi belirlemelisiniz. Hedef kitleyi doğru belirlediğiniz takdirde tüketici profilini doğru anlayabilir, stratejinizi buna göre ayarlayabilirsiniz. Aynı zamanda tüketicinin satın alma alışkanlıklarıyla ilgili kodları çözebilir, iletişim ve tanıtım hedeflerinizi bu kodlara göre şekillendirebilirsiniz.

Rakiplerinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz?

Kurum olarak bir kimliğe sahipsiniz, hedef kitleniz belli peki ya rakipler? Rakiplerinizi tanımadan onları geçmeniz mümkün değildir. Marka olmak istiyorsanız her zaman rakiplerinizi çok iyi tanımalı, verdiği mesajları, yaptığı yenilikleri, attıkları adımları adım adım takip etmelisiniz. Gerekirse rakiplerinizin her zaman bir adım önünde olmalısınız. İnovatif yönünüzü konuşturmalı, rakibinizin dokunmadığı yerleri keşfetmeli, tüketiciye yeni bir şeyler sunmalısınız.

Standartlarınızı koruyun

Kurum olarak ödün verdiğiniz her şey emeklerinizin farkında olmadan boşa gitmesine neden olur. Çünkü markaların standartları vardır. Tüketiciler o markayı satın aldıkları kötü bir sürpriz ile karşılaşmayacaklarını bilirler. Sadece ürün/hizmeti değil aynı zamanda sunulan standartları da satın alırlar. Dolayısıyla marka olmak istiyorsanız bir kalite ölçütünüz olmalı ve kesinlikle bu standardı korumalısınız.

Her zaman yeniliklere açık olun

Modern zamanın tüketicileri yenilikleri sever. Artık marka olmak geleneksel kurallara sıkı sıkıya bağlı kalmakla mümkün değildir. Bunun için mutlaka Pazar araştırmaları yapılmalı, tüketicinin nabzı ölçülmeli, ne istediği yapılacak anketlerle belirlenmelidir. Geri bildirimleri önemseyin. Aldığınız her bilgi sizi tüketiciye bir adım daha yaklaştıracaktır.

Kendinizi her zaman hatırlatın

Binlerce ürün/hizmet ve bu hizmet/ürünleri sattırabilmek için on binlerce ileti var. Hem bu ileti yoğunluğu içinde kendini hatırlatmak hem de tüm bu yoğunluk içinde farklılaşmak için etkili bir iletişim çalışması yapılmalıdır. Nasıl ki satış için reklamlar çok önemliyse marka imajı ve itibarı için de PR çalışmaları çok önemlidir.