Pazarlama konularına ne kadar hakimsiniz?
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de iş dünyasında büyük bir değişim var. Dünyada ve Türkiye’de krizler bitmiyor. Artık hepimiz bu krizlere göre hayatımızı planlamak zorundayız. Peki neleri yapmalı, neleri yapmamalıyız? Pazarda binlerce proje, iş, ürün, hizmet var ama maalesef krizler nedeniyle satıcı çok, alıcı az. Ayrıca tüketicilerin de beklentileri değişkenlik gösteriyor.
Marka bir orkestra şefi gibi yönetilmelidir ama nasıl?
İnsanlar ürünlerinizi hangi medya ortamlarında, nasıl görüyorlar? Gazeteler, dergilerdeki ilanlarınız, reklam filmleriniz, web siteniz, Dijital PR, Dijital Reklam çalışmalarınız, kataloglar, broşürler, SEO çalışmalarınız, lansman ve kampanyalarınız… Tüm bu unsurları kapsayan büyük orkestrayı kim, nasıl yönetiyor? İşte işin en önemli ve zor taraflarından biri budur.
Diğer bir önemli konu ise bütçe ayırarak birçok tanıtım ve pazarlama çalışması yaptınız, mağazanıza, iş yerinize müşteri çekebildiniz ancak satış ofisiniz, ortamınız, çevresi, içi ve dekoru nasıl? Satış süreciniz, satış temsilcileriniz ne durumda? Satış seansları satışa dönüşebiliyor mu? Bu noktada en önemli görevi üstlenen kişi ise satış temsilcinizdir. Müşterinin satın alma kararında temsilcinizin rolü çok büyüktür. Sonuçta bu çalışmaların ardından ‘gol’ü satış temsilcisi atıyor.
Ne yapılırsa yapılsın, her işi organize etmek, yönetmek büyük bir iş ve birçok konuda derin uzmanlık gerekiyor.
“Pazarlama” deyince, bildiğimiz “4P”, “5P” dışında neler önemli günümüzde?
- Teknik Çalışmalar;
- Pazarlama Yönetimi
- Pazarlama, Pazar, İmaj, Rakipler, Hedef Kitle analizi ve araştırmalar,
- Stratejik Pazarlama Planı oluşturulması,
- Pazarlama, Pazarlama Yönetimi Sistemi kurulması,
- Franchising Sistemi kurulması;
- Bayilik Teşkilatı kurulması,
- Yurtiçi / yurt dışı pazar geliştirme,
- Satış Yönetimi Sistemi kurulması,
- CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) Sistemi kurulması
- PR (Halkla İlişkiler);
- Kurumsal PR,
- MPR (etkinlik ve organizasyonlar),
- Basınla İlişkiler / Medya İletişimi (firma / marka ile ilgili haber ve
röporajların basında yer almasının sağlanması, basın gezi, toplantı ve
organizasyonlarının yapılması), - Etkinlik Yönetimi…
- Artistik Çalışmalar;
- Görsel Kimlik (kurum / marka imajı oluşturulması),
- Reklam;
- Reklam Kampanyaları,
- Gazete, dergi, radyo, TV, internet,
- Grafik tasarım (katalog, broşür, ambalaj, afiş, vs.)
- Indoor, outdoor çalışmalar,
- Medya Planlama,
- Medya Satın alma
- Fotoğraf;
- Her türlü ürün / üretim /mağaza fotoğraf çekimleri,
- Stüdyo, Model…
- Video;
- Moda, Clip, Fragman, Reklam,
- Drone çekim,
- Kurgu, animasyon,
- HD, 4K,
- 3D, 4D, 5D, VR / Sanal Gerçekçilik…
- Web dizaynı
- Kurumsal web sitesi,
- E-Ticaret sitesi…
- Sosyal Medya Yönetimi,
- Dijital Pazarlama,
- Google, Yandex… SEO çalışmaları,
- Mimari çalışmalar, dekorasyon;
- 3D çizim,
- Bina, mağaza dışı, iç, showroom, fuar, dekorasyonu…
Görüldüğü gibi marka çok geniş bir kavram ve bu çalışmaların her biri hafife alınmayacak kadar profesyonellik isteyen süreçlerdir. Bu süreçler; birçok teknik ve sanatsal konunun bileşeninden oluşur. Ancak işin en önemli tarafı; farklı uzmanlık alanı gerektiren tüm bu işlerin işin profesyonel olmayan kişiler tarafından yapılabileceğine inanılmasıdır. Günümüzde birçok sektörde, ülkemizde ve dünyada şirketlerin verimliliğini bir türlü arttıramamasının en önemli sebeplerinden biri işte budur.
Görsel zevk çok önemlidir ancak…
Yukarıda sıraladığımız gibi ‘Marka Yönetimi’nin neredeyse yarısı teknik, yarısı da sanatsal konulardan oluşmaktadır. Bunun içinde en zor yönetilen ve uzmanlık isteyen sanatsal konular olmasına rağmen, işi ehline teslim edilmeyen konular da bunlar olmaktadır.
Şu cümleyi çok duyarız; ‘Benim görsel zevkim iyidir’. Evet, herkesin kendine göre görsel zevki iyidir ancak uzmanlık ve vizyon bir araya gelmeden ortaya çizgi üstü işler çıkması mümkün değilidir.
Peki, ne yapılmalı?
Günümüz dünyasında Pazarlama, “Marka Yönetimi” başlığı altında ele alınmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken; bu çalışmalardan istenen verimi alabilmek için öncelikle bu işleri yönetecek kişinin yukarıda sıraladığımız konuların önemli kısmında iyi derecede bilgi sahibi olmasının şart olduğudur.
Reklamcılıkta bir söz vardır; ‘Ben reklama harcadığım paranın en az yarısının boşa gittiğini biliyorum ama hangi yarısının gittiğini bilmiyorum’… İşte anlatmaya çalıştığımız budur. Özellikle artistik konulara hakim olmayan kişilerle çalışıyorsanız, bu işlere harcadığınız paraların en az %50’sinin boşa gittiğini bilmelisiniz.
Ve işleri yaptırdığınız kişiler…
İşin sadece ‘yaptıran’ tarafı yoktur, bir de işleri yapan taraf vardır. Diyelim ki siz bu işlerin %30’una, hizmet aldığınız kişiler de %50’sine hakim; başarı oranınız %40 yani toplamın ortalamasıdır. İki taraf da bu işleri %100 biliyorsa, sonuç %100, iki taraf da hiçbir şey bilmiyorsa, sonuç sıfırdır. Bu noktada kaybeden değil kazanan tarafta olmak için seçim sizin…